SEMPOZYUMUN ARDINDAN

Evliya Çelebinin İskilip için kurduğu “Burası zevk ve heva yeri olmayıp, İLİM VE HİLİM BELDESİDİR” cümlesinin tarihi süreçte de halen geçerliğini koruduğunu görmek bir İskilip aşığı olarak beni bir defa daha gururlandırdı.

Yayın: 18 Ekim 2021 - Pazartesi - Güncelleme: 18.10.2021 03:00:55
Editör -
Okuma Süresi: 8 dk.
Google News

SEMPOZYUMUN ARDINDAN

 

   Evliya Çelebinin İskilip için kurduğu “Burası zevk ve heva yeri olmayıp, İLİM VE HİLİM BELDESİDİR” cümlesinin tarihi süreçte de halen geçerliğini koruduğunu görmek bir İskilip aşığı olarak beni bir defa daha gururlandırdı.

    İskilip 1997 Yılında düzenlenen “Türk Kültüründe İz Bırakan İskilip’li Alimler Sempozyumu”ndan sonra konularında uzman 10 larca bilim, hukuk ve araştırmacılara ev sahipliği yaparak, “Uyuşturucu İle Mücadelede Bilim Sempozyumu”nun ilçemizde yapılmasını sağladı.

     İki gün boyunda her dakikasını takip ettiğim, bu sempozyuma kusursuz bir ev sahipliği yapan, İskilip Belediye Başkanımıza ve tüm belediye çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu teşekkürü sadece ben etmiyorum. Sempozyumu organize edenler ve bildiri sunmak için ilçemize gelen hepsi bir birinden değerli bilim adamlarının onlarca defa ev sahipliği için başkan ve ekibine teşekkürlerine şahit oldum. Bırakın Çorum’un diğer ilçelerini Çorum merkezde dahi bu kadar geniş kapsamlı sempozyumlar yapılamıyor.

    Şimdi sanki duyar gibiyim.

   -Ya kardeşim bunlar boş işler. Dolma yemeye gelmişlerdir.

      Nasılda bildiniz evet dolmada yediler.  Sen yarın 10 kazan dolma yap. Davet et  bakalım. Oraya bildiri sunmak için gelen bilim adamlarından bir tanesini getirebiliyormusun. Getiremezsin. Ülkemizde binlerce insan, İskilip’e gelen konusunda her biri ayrı ayrı uzman olan kişilerle görüşmek için aylar sonrasına randevu almaya çalışıyorlar.  Ömründe kaç defa Profesör gördün.  Ya da muayyene oldun.

    Aslında konuyla ilgili yazacak o kadar çok şey var ki!

    Öncelikle belirtmek isterim. Sempozyumu düzenleyen İskilip Belediyesi değil. Belediye sadece sempozyuma ev sahipliği yaptı. Organizasyona destek oldu. Sempozyum; Hemşerimiz  Prof. Dr. Ali Çayköylü ve Prof.Dr. İ.Hamit Hancı tarafından organizesi yapılıp, icra edildi. Düzenleme kurulunda ise, 20’ye yakın gönüllü İskilip’li görev aldı. Tarihe de not düşülmesi bakımından bu isimleri yazımın sonuna ekleyeceğim.

    Asıl konumuza gelecek olursak. Ne üzücüdür ki, sempozyuma, İskilip olarak duyarsız kaldık. Olayın bilimsel yönünü bir kenara bırakırsak, İskilip’in tanıtımına olan katkısını asla göz ardı edemeyiz.

    Düzenleme kurulunca sempozyuma, ilçemizdeki tüm siyasi partilerin ilçe başkanlıklarına, daire müdürlerine, okul müdürlerine ve sivil toplum kuruluşları ile muhtarlıklara ayrı ayrı davetiye gönderilmesine rağmen, maalesef buralardan asgari seviyede katılım oldu.

     Siyasi parti olarak sadece MHP ilçe Başkan Yardımcısı salondaydı.  Organizasyonun en küçük bir siyasi yönü olmamasına rağmen diğer siyasi partilerin duyarsız kalması bende şaşkınlık yarattı. İskilip dışından milletvekilini bırakın bir il başkanı gelse konvoyla karşılayanları maalesef bu bilimsel ve önemli toplantıda göremedik.

    Uyuşturucu çağımızın en önemli  zehiri. Aileri parçalayan, çocuklarımızın,  gençlerimizin  hayallerini ve geleceklerini çalan bir lanet. Ne üzücüdür ki, çocuklarımızı ve gençlerimizi emanet ettiğimiz ve bu konuda onların da, daha da bilgi birikimi içerisinde bu geçlerimizi ve çocuklarımızı bu zararlı maddelere karşı bilgilendirmelerinin gerekli olduğunu düşündüğüm eğitimcilerimizi maalesef salonda göremedik. Okul müdürlerimiz katılmasa dahi,  en azından okulların rehber öğretmenlerini o salonda görmeyi arzu ederdim.

    Bura da kısa bir parantez açmadan da geçemeyeceğim. Sempozyumun 1’inci gününde İlçe Milli Eğitim Müdürümüz iki şube müdürü ile birlikte salondaydı. Sempozyum arasında sayın müdürle bu konuyu paylaştım. Konuşmayı aynen aktarıyorum. "Sayın müdürüm okul müdürlerimizi veya en azından rehber öğretmenlerimizi bu gün bu salonda görmek isterdik dedim." Demez olaydım. Bu konuşmadan sonra o makamı hak etmediğini düşündüğüm müdür beyin bana karşı sert çıkışı karşısında şaşkınlığa uğradım.

“Kimse gelmeye mecbur değil. Ben bile özel aracımla Çorum’dan geldim. “ Bu sert cevap ve tavır  karşısında müdür beye “sayın hocam tamam. Ne ben size böyle bir soru sordum. Ne de siz bana böyle bir cevap verdiniz” deyip oradan uzaklaştım.

    Sempozyumun 1’inci günü akşamı sosyal medya hesabımdan “Neredesiniz” başlığı altında biraz isyankar cümlelerle bir paylaşım yaparak katılım sağlamayanları eleştirdim. Eleştirilerimden biriside konunun onları da ilgilendirdiğini düşündüğüm müftülüktü. Maalesef oradan da hak etmediğim bir cevabı beklemediğim bir üslupla aldım. Sayın müftümüz rahatsız olup karantinadaymış. Bilgim yoktu. Özür dileyip paylaşımımı düzelttim. Müftü bey karantinada olabilir. Orası büyük bir camia böylesine bir sempozyumda din adamlarımızdan da katılım beklemek hakkımız olsa gerek. Bu eleştiriden sonra  Sempozyumun 2’inci gününe sayın  müftü yardımcımız katılım sagladı.

    Esnaf odalarımızdan katılım olmazken, Muhtar olarak sadece Erenler mahallesi muhtarımızı salonda gördük.

    Tabi ki katılım için kimse zorlanamaz. Bizleri her gün bilgilendiren insanlar daha bilgili olacaklar ki; toplumu bu zararlı maddeler konusunda bilinçlendirsinler.

     Gençlerimiz zararlı alışkanlıklardan korumak için yönlendirdiğimiz spor kulüplerimizin bir grup  oyuncuları ile birlikte salonda olmaları da takdir ediyorum.

    Sempozyum da sunulan bildirilerin kitaplaştırmak için çalışılacağı bilgisini de sempozyum başkanımız Prof.Dr.  Ali Çayköylü’den aldım. Bu tabi olarak İskilip’in tarihine yazılacaktır.  Bu sayede de gücümüz yetip para ile yaptıramayacağımız ilçemizin tanıtımına da önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.

     Buradan Sempozyuma da emeği geçen her kesime teşekkür ediyorum.  

     Son olarak biz gazetecilerin kaderi üzerine bir iki cümle yazmak isterim.

     Siyasetçiyi eleştirirsin, ya bölücü derler, ya hain

     Din adamını eleştirirsin, ya din düşmanı derler, ya kafir.

     Eğitimciyi eleştirirsin, ya cahil derler, ya da  sen ne anlarsın.

     Vatandaşı eleştirirsin, neler derler neler

      Yaptığı iş güzeldir. Alkışlarsın. Haber yaparsın, o zamanda, ya yağcı derler. Ya da yalaka.

                                                                                                                               ALİ ARICI

( Not: Haber sitemizde ve sosyal medya hesaplarımızda İskilip Müftülüğü ile ilgili olumlu yada olumsuz hiç bir habere ve yoruma  bu günden itibaren yer verilmeyecektir.)    

UYUŞTURUCU İLE MUCADELEDE BİLİM SEMPOZYUMU

 

 

 

 

 

 

 

   

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.